Bugüne kadar yapılan pek çok bilimsel çalışma, yeşil alanı daha fazla olan bölgelerde yaşayan insanların daha sağlıklı olduğunu, örneğin bu kişilerin daha az stres yaşadıklarını ve kalp-damar hastalıklarına daha az maruz kaldıklarını ortaya koydu. Yeni bir çalışma parklara, ağaçlara ve diğer yeşil alanlara maruz kalmanın hücre yaşlanma hızını yavaşlatabildiğini bildiriyor.
UZUN ÖMÜRLE İLİŞKİLİDİR
Popular Science Türkçe’nin verdiği bilgiye göre, Science of the Total Environment bülteninde yayınlanan çalışmada, yeşil alanlara sahip mahallelerde yaşayan insanların telomerlerinin daha uzun olduğu keşfedildi. Uzun telomerler daha uzun yaşam ve daha yavaş yaşlanmayla ilişkilidir.
Her hücrede bulunan 46 kromozomun uçlarında yer alan telomerler, ayakkabı bağlarının üzerindeki plastik kapaklara benzeyen ve DNA’nın çözülmesini engelleyen yapılardır. Bir hücrenin telomerleri ne kadar uzun olursa hücre o kadar fazla çoğalabilir. Telomerler bölünemeyecek kadar kısaldığında hücreler tükenir.
North Carolina Eyalet Üniversitesi’nde parklar, rekreasyon ve turizm yönetimi profesörü ve makalenin ortak yazarı Aaron Hipp. “Araştırmalar, yaşadığımız yerin, maruz kaldığımız şeylerin, egzersiz miktarı ve yediğimiz şeylerin telomerlerin ne kadar hızlı yok edildiğini ve bunun sonucunda da yaşlanma sürecini etkileyebildiğini gösteriyor.” Diyor. “Daha uzun bir telomer genellikle daha genç veya daha koruyucu ve yardımcı bir telomerdir. “Hücreyi yaşlanma sürecinden korur.”
Yeşil alanlar, daha iyi sağlık getirileriyle ilişkilendirilen fiziksel aktiviteyi ve sosyal etkileşimi teşvik eder. Ayrıca ağaçlarla ve yeşil alanlarla dolu mahalleler genellikle daha serindir, su baskınlarına karşı daha dayanıklıdır ve hava kirliliği daha düşüktür.
Ancak Hipp, kirliliğin ve ayrımcılığın olduğu yeşil mahallelerde yaşayan deneklerin telomerlerinin, daha az yeşil alana sahip benzer alanlarda yaşayan insanlardan daha uzun olmadığını belirtiyor. “Yeşil alan hala önemli, ancak bu, insanların dışarı çıkıp yeşil alanların tadını çıkarabilecekleri zaman ve alana sahip olmaları için eşit şartlara sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.”
Telomer uzunluğu ölçümleri de dahil olmak üzere tıbbi kayıtları inceleyen Hipp ve meslektaşları, 1999 ile 2022 yılları arasında yürütülen ve 7.800’den fazla kişiyi kapsayan araştırmalardan elde edilen verileri kullandı. Bu bilgiyi nüfus sayımı verileriyle ilişkilendiren araştırmacılar, her kişinin mahallesindeki yeşil alan miktarını tahmin etmeye çalıştı. Sonuç olarak, bir mahalledeki yeşil alan miktarındaki %5’lik artışın hücresel yaşlanmada %1’lik bir azalmayla bağlantılı olduğunu buldular. Hipp, “Alan ne kadar yeşilse hücresel yaşlanma da o kadar yavaş olur” diyor.
Edinburgh Üniversitesi’nde manzara ve sağlık profesörü ve makalenin başyazarı Scott Ogletree, denekler düşük gelirli veya ayrışmış bölgelerde yaşarken yeşil alanın telomer uzunluğu üzerinde çok az etki gösterdiğini söylüyor ve bu da insan sağlığı ile toplum arasındaki ilişki hakkında yeni sorular ortaya çıkarıyor. sağlık. Çevre ve mahalle bağlamında ayrımcılığa baktığımızda, yeşil alanlar insan sağlığının bu kısmında gördüğümüz tüm faydaları ortadan kaldırabilir.
Hipp, çalışmanın yalnızca katılımcıların incelendiği sırada nerede yaşadıklarını dikkate aldığını söyledi. “Yeşil alanlarla her türlü kavşak var ve bunları farklı yaşlarda yapıyorsunuz” diyor. Çocukluk döneminde yeşil alanlara maruz kalmanın gelişim üzerinde orta yaşta maruz kalmaya göre farklı bir etkisi olabilir.
Yeni çalışmada yer almayan Harvard çevre epidemiyoloğu Peter James, raporun diğer sağlık önlemlerinden ziyade telomerleri inceleme konusunda yenilikçi olduğunu söylüyor. James, “Genel olarak yeşil alanların daha iyi sağlık sonuçlarıyla bağlantılı olduğunu görüyoruz” diyor. “Bunu, yaşlanmanın benzersiz bir biyolojik belirteci olan telomer uzunluğunu kullanarak yapıyoruz.”
