Danimarka ‘dünyanın ilk yeşil metanol ile çalışan’ shipping gemisini kullanmaya başladı
Danimarka ‘dünyanın ilk yeşil etanolle çalışan’ shipping gemisini hizmete açtı. Yeşil metanollü gemi dizel yakıtlı muadillerine göre yüzde 95’e varan oranda karbon salınımını azaltabiliyor.
Danimarka ‘dünyanın yeşil metanolle çalışan ilk dev nakliye (shipping) gemisini’ hizmete soktu.
Kısaca hidrojen ve biyoyakıt karışımı denilebilecek olan ‘yeşil metanol’ yakıtıyla çalışan gemi, dizel yakıt kullanan muadillerine göre ‘yüzde 95’e varan oranda daha az’ karbon salınımı yapıyor.
Bu da, dünyada sera gazına en çok sebebiyet veren sektörlerin başında gelen uluslararası gemi nakliyatı için devrim niteliğinde.
Dünyanın en büyük uluslararası gemi nakliyat firması Danimarkalı Maersk’e ait geminin açılışını Kopenhang Limanı’nda Avrupa Parlamentosu Başkanı Ursula von der Leyen yaptı.
Von der Leyen yaptığı konuşmada Maersk firmasının bu atılımı sayesinde senelik 2.75 milyon ton karbondioksit gazının atmosfere salınımının önleneceğini kaydederek, “Bu gemi, Avrupa’nın iklim değişikliğiyle mücadeleye öncülük ettiğinin en önemli kanıtlarından biridir.” dedi.
Birkaç sene önce göreve geldiğinde sıfır kabon salınımlı nakliyat sektörü fikrinin bir hayalden ibaret olduğunu dile getiren Von der Leyen, Maesrk firmasının Avrupa Yeşil Antlaşması (European Green Deal) desteklerini iyi değerlendirdiğini ve bunu ‘Danimarkalılara özgü ileri görüşlülükle” yaptığını söyledi.
Laura Maersk adlı 172 metre uzunluğundaki gemi tek seferde 2136 konteyner haznesi taşıyabiliyor. Danimarkalı nakliyat şirketi bu gemilerden toplamda 25 adet sipariş verdi. Bu yatırımla sektör devi Maersk firması, Avrupa’nın 2050 yılında ulaşım ve nakliyat sektöründe sıfır karbon salınımı hedefi için önemli bir adım atmış oldu.
Söz konusu gemilerde kullanılacak yeşil metanolün Danimarka’daki güneş panelleri ve rüzgar türbinleri kullanılarak yüzde 100 oranda ‘sürdürülebilir ve temiz’ sistemlerde üretileceği kaydedildi.
Metanol ve yeşil metanol nedir? Farkları neler?
Dizel ve benzinli araçlara alternatif olarak düşük maliyeti nedeniyle araçlarda da sıklıkla kullanılan metanol (metil alkol) adlı sıvı, otomobil endüstrisinde hidrojen ve biyoyakıtın karışımıyla elde ediliyor.
Organik bir madde olan metanol en kısa şekilde “alkolün en yalın hali” (CH3OH) olarak tanımlanabilir.
Zehirlidir ve alkol ve diğer organik biyoyakıtlarla karıştırılarak enerji elde etmede kullanılır.
Otomobil, motorsiklet, otobüs, kamyon, gemi gibi vasıtalarda kullanımı oldukça yaygın.
Metanol ayrıca karbondioksit gazının sıvılaştırılmasıyla da elde edilebilir. Zira “yeşil metanol” denilen yakıt işte bu şekilde hayatımıza giriyor.
Yeşil metanol karbondioksit gazından elde ediliyor
Karbondioksit gazı küçük ölçekli santrallerdeki filtrelerde özel yöntemlerle sıvılaştırılarak “yeşil metanol” elde ediliyor.
Yeşil metanol denmesinin sebebi ise karbondioksit gazının atmosfere salınıp çevreyi kirleteceği yerde onu sıvılaştırıp depolamak ve yeniden enerji elde etmek için kullanılmasına hazır hale getirmek.
Bu arada yeşil metanol araçlarda yakıt olarak kullanıldığında atmosferi neredeyse hiç kirletmiyor.
Metanol Enstitüsü verilerine göre benzin veya dizel yerine yeşil metanol kullanılsa, doğadaki karbonmonoksit gazı salınımı yüzde 60 ila 95 oranında azalma görülür. Yeşil metanolde ayrıca sülfür oranı da çok düşük.
Bu sebeple hava kirliliği ve asit yağmurlarına neden olan sürfür oksit gazının atmosfere salınımı da önlenmiş oluyor.
Geçtiğimiz yıllarda Çinli Geely firması termik santrallerden çıkan karbondioksit gazını sıvılaştırarak metanole dönüştürdü ve bu yakıtla çalışan bir otomobil modeli üretti.
Yeşil metanol temiz bir enerji modeli olsa da Dünya Ekonomik Forum’un (WEF) verilerine göre üretim maliyeti bakımından fosil kaynaklı yakıtlara göre daha pahalı.
Bunun yanında etanol yanıcı ve patlayıcı bir madde ve temas halinde insan vücudunda zehirli bir etkiye sebebiyet verebiliyor.
Yeşil metanol doğa için iyi bir çözüm mü? Sıvı hidrojene alternatif olabilir mi?
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) rakamlarına göre, fosil yakıtlardan elde edilen 98 milyon ton geleneksel metanole karşılık, yılda 0,2 milyon tondan daha az üretilen yeşil metanol oranı oldukça düşük bir seviyede.
Ancak her geçen gün daha fazla ülke ve şirket potansiyeli fark etmesi sebebiyle yeşil metanol kullanımına yöneliyor ve bu pazar giderek büyüyor.
Doğa dostu yeşil yakıtara yatırım yapan denizcilik sektörünün yanı sıra Çin de bu yakıtı otobüslerde ve tır, kamyon, çöp arabası, kepçe ve greyder gibi ağır hizmet araçlarında kullanmaya başladı.
Maersk ve bağlı olduğu holding A.P. Moller de yeşil metanol kullanımını iki katına çıkarmayı hedefliyor.
Dev holding, temiz metanol üretmek için C2X adında yeni bir şirket kurarken, 2030 yılına kadar yılda 3 milyon tondan fazla üretimi hedefliyor.
İspanya’nın Huelva Limanı ve Mısır’daki Süveyş Kanalı yakınlarında yer alan ve büyük yatırımlar yapılan yeşil metanol santralleri bu hedeflerin gerçekleşmesine katkı sağlayacak en önemli girişimler oldu.
Von der Leyen, Maersk törende yaptığı konuşmasında yapı olarak yeşil etanole benzeyen “temiz hidrojenin” Avrupa’nın enerji dönüşümündeki rolüne de vurgu yaptı. Leyen konu hakkında net bir rakam vererek “2030 yılına kadar AB’de her yıl 20 milyon ton yenilenebilir hidrojen üretmeyi ve ithal etmeyi hedefliyoruz” dedi.
Güney Kore’de üretilen geminin adına neden Laura konuldu?
Dünyada alanında ilk olan yeşil etanol yakıtlı Laura Maersk adlı gemi, inşa edildiği Güney Kore’den Danimarka’ya ilk yolculuğunu temmuz ayında tamamladı.
Maersk, dev geminin Kopenhag Limanı’nın Toldboden bölgesinde bir hafta daha kalacağını ve gemi mürettebatının yeni motor ve yakıt olarak yeşil metanol kullanma konusunda yeterli deneyimi elde ettikten sonra okyanuslarda seyire açılacağını duyurdu.
AP Komisyonu Başkanı Von der Leyen, Avrupa’nın gemi nakliyatı sektörünü başarılı bir şekilde karbondan arındırıp, sadece iklim değişikliğiyle mücadele etmekle kalmadığını belirterek, “Aynı zamanda yeni tedarik zincirleri, yeni endüstriler ve binlerce yeni iyi iş imkanı sağlıyoruz.” dedi.
Birçok kişi Maersk firmsının bu gemiye neden Laura ismini verdiğini merak ediyor.
Şirketin kurucusu Kaptan Peter Maersk Moller 1886’da ilk buharlı gemisini satın aldığında ona “Laura” adını vermişti. Buhar makinesiyle çalışan “Laura” ikinci sanayi devriminin bir ürünüydü ve uluslararası gemicilik ve nakliyat endüstrisi üzerinde büyük bir etki bırakmıştı.