İskoçya Başbakanı, Gazze’de mahsur kalan ailesinin buradan çıkamazlarsa ölebileceklerini söyledi.
İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf, eşinin Gazze’deki ailesinin yiyecek ve içme suyunun tükenmek üzere olduğunu ve eğer kısa süre içinde bölgeyi terk edemezlerse hayatlarını kaybedebileceklerini söyledi.
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırılarının ardından İsrail, Gazze üzerine hava saldırıları bölgeyi tamamen abluka altına aldı.
Bu abluka, bölgeye giriş ve çıkışlar tamamen imkansız hale getirerek kente yiyecek ve su tedariğini de durdurdu.
Yusuf’un eşi Nadia El-Nakla’nın İskoçya’da yaşayan ailesi, bu sırada yakınlarını ziyaret etmek üzere gittikleri Gazze’de mahsur kaldı.
Başbakan Yusuf, kayınvalidesi Elizabeth ve kayınpedederi Maged El-Nakla’nın torunlarına yetecek kadar yiyecek ayırmak için için günde bir yumurta yiyip bir yudum temiz su içebildiğini ifade etti.
Yusuf Reuters’a yaptığı açıklamada, “Erzakları çok yakında tükenecek. Son erzakları da tükenmek üzere… Belli ki çocukları düşünüyorlar. Sınır yeniden açılmazsa ve çıkış yolu olmazsa insanlar ölecek. Ailemi bir daha göreceğimi sanmıyorum.” şeklinde konuştu.
‘İsrail yasa dışı bir şekilde toplu cezalandırma uyguluyor’
Batı Avrupa’nın ilk Müslüman lideri olan Hamza Yusuf, İsrail’in nefsi müdafaa hakkı olduğunu ve Hamas kurbanlarına yönelik “mutlak” bir sempati duyduğunu söyledi.
Ancak İsrail’in yasa dışı bir toplu cezalandırma uyguladığını ifade eden Yusuf, saldırının hemen ardından İsrail’in tepkisine sorgulamadan bu kadar güçlü bir destek verdiği için İngiliz hükümetini eleştirdi.
Yusuf, “Toplu cezalandırmanın uluslararası hukukun ihlali olduğuna şüphe yok. İnsanların bu konu etrafında neden dolaştıklarını anlamıyorum. Angajman kuralları var.” şeklinde konuştu.
Eşi Filistinli bir babayla İskoç bir ailenin kızı olan Yusuf, “Eğer uluslararası bir toplum olarak hareket etmezsek, bu uzun yıllar boyunca vicdanımızda önemli bir leke olarak kalacaktır.” ifadelerini kullandı.
Yusuf ayrıca, doktor olarak çalışan kayınbiraderinin, Gazze’deki hastanelerde ceset torbaları tükenirken kimin tedavi edilmesi gerektiği konusunda karar vermek zorunda kaldığını da sözlerine ekledi:
“Artık kimi tedavi edecekleri ve kimi ölüme terk edecekleri konusunda o korkunç, dehşet verici kararı vermek zorundalar.”
